1) Kapitalist devletin farklı bir tavır alması beklenemez. Onun görevi sistemin devamını ve burjuvazinin korunmasını sağlamaktır. Durum böyle olunca işçilerin, emekçilerin sağlığını düşünerek hareket etmesini beklemek devrimciler açısından yanlış bir beklenti olacaktır.
Buna rağmen talep listeleri yayınlanıyor. Buna rağmen talep listelerinin yayınlanması gerekiyor. Zira devlet eğer kendisini herkesin koruyucusu ilan ediyorsa, bu ilanın gereğini yapmasını istemekte bir problem yok.
Diğer taraftan bakacak olursak, yani bu taleplerin gerçekleşmesini beklemeyi tartışacaksak, bu ancak örgütlü güç ile mümkün olabiliyor. Taleplerin arkasında güçlü bir hareket yaratıldığı zaman devlet kabul etmek zorunda kalabiliyor. Taleplerin gerçekleşmesini beklememek, hareket geçmek gereklidir.
Taleplerin dışında, bütün emek güçlerine, oluşturulabildiği kadar çok sayıda ve katılımcıyla dayanışma ağları örgütlemelerini öneriyoruz. Bizim sağlığımızı en iyi biz düşünebiliriz, başkasının düşünmesini ve gerekeni yapmasını bekleyemeyiz. Yapılan bireysel kurtuluş yönlü propagandanın delinmesi ve örgütlü bir güç ile olumsuzluklarla savaşılması gerektiğini düşünüyoruz.
2) Bu konu her zaman bir gündemimiz ve özellikle pandemi gündemi etrafında böyle bir merkezi koordinasyon ve haber ağı oluşturmayı hedefliyoruz. Çok fazla bilgi kirliliği ve bu durumdan faydalanmaya çalışanlar var, toplumun doğru bilgilerle beslenmesi gerekiyor. Bu konularla alakalı çalışmalarımız devam ediyor ve gelecek olan tüm çağrılara olumlu bakıyoruz.
3) Zenginsen hayat eve sığar, fakirsen sabah iş bekler. Evde kalmak, sosyal izolasyon uygulamak elbette virüsün yayılmasını yavaşlatacaktır, fakat bu duruma uygun koşullar yaratılmalıdır. Biz evlerimizde kaldığımız zaman bütün borçlar, faturalar, taksitler kapımızı çalmayacak mı? Gerekli gıdayı ücretsiz mi edineceğiz? Bunların hiçbirinin durdurulmadığı, silinmediği bir ortamda evde kalınabilir mi?
Temel olarak toplumsal güçlerin refleksleri benzerdir. Karşılaşılan durum ne olursa olsun, örgütlü güce güvenilmelidir. Kendiliğinden oluşmaya başlayan dayanışma ağları büyütülmeli, güçlendirilmelidir. Zorunlu olmayan işyerlerinde işçiler çalıştırılmaya devam ediliyorsa, bu işyerlerinde işçiler gereken direnişi örgütlemelidir. Zorunlu işyerlerinde ise gerekli önlemlerin alınması için çalışmalar yapılmalıdır.
Çok farklı, yepyeni yöntemler üretilmesine ihtiyaç yoktur. Düşman halen devlettir. Durum ne olursa olsun, eninde sonunda, öldüren kapitalizmdir.
4) Emperyalizm pandemi ile yıkılmaz. Ekonomik krizler ile de yıkılmaz. Bu sebeple kendisini yeniden inşa etmek gibi bir durumu yoktur. Egemen sistem değişmemiştir.
Sosyalizm, ufuktadır. Bu soruyu pandemi gündeminden önce tartışıyor olsaydık, dünyada 40’tan fazla ülkede gerçekleşen direnişin, kapitalizmin sonunun geldiğinin habercisi olduğunu, hep bir ağızdan söylerdik. Şimdi ise durum çok farklı değildir, pandemiden kaynaklı direnişler önlem almak zorunda kalmıştır.
Kapitalizm kendi pisliğini pandemi ile bir kez daha ortaya koymuştur, fakat bu ilk değildir. Bu dönem özellikle öne çıkarılması gereken düzenin teşhiridir. Son kavgadayız, evet, ama pandemi kavganın bir tarafı değildir. Kavganın sonunu işçi hareketi getirecektir, pandemi değil.